9 Ocak 2008 Çarşamba

EĞİTİM KURUMLARI

EĞİTİM KURUMLARI

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARI

Çocuğun yaşamının ilk beş yılındaki eğitimine de en az beslenmesi veya sağlığı kadar önem verilmeye başlanması, 20. yüzyılın uygar toplumlarının eğitimsel açıdan kanımızca en belirgin özelliklerinden biri olarak kabul edilebilir.

Doğumu izleyen ilk yılların gelişmesi ve eğitimindeki öneminin anlaşılması, ailenin görev ve sorumluluklarını da büyük ölçüde arttırmıştır. Okul öncesi dönemdeki çocuğun, öncelikle sağlıklı bir bakım ve beslenmeye ihtiyacı vardır. Bunun yanında anne ve babası ile kuracağı duygusal bağlar, onun neşeli, zevkli, hoş, sevgi dolu bir insan olması yolunda önemli etkenlerdir.

Çocuğun okul öncesi dönemdeki çeşitli ihtiyaçlarını karşılayabilmek, bugünkü bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağladığı imkânlarla artık yalnız başına ailenin başaracağı bir konu olmaktan çıkmış durumdadır. Okul öncesi eğitim kurumları, günümüzde ailelere gerekli eğitim desteğini sağlayan, yol gösteren, sorumluluklarını belirli ölçüde azaltabilecek temel kuruluşlar olarak çok önemli bir işlevi yerine getirmektedir.

Okul öncesi kurumlar, gelişen toplumlarda giderek resmi okul sisteminin bir parçası haline gelirken, devlet, yerel yönetimler, vakıflar, gönüllü özel kişi ve kuruluşlar okul öncesi eğitim kurumu açıp çalıştırmaktadırlar. Böylece çalışan kadının çocuğuna güvenli bir bakım ve eğitim hizmeti sağlanmasına yardımcı olurken; büyük şehirlerin apartman tipi konutlarında, giderek daha fazla çekirdek haline dönüşen aile ortamlarında azalan sosyal ilişki imkânlarını hem çocuğa hem de yer yer anneye sağlamak açısından çok önemli işlevler görmektedirler.

Bir okul öncesi eğitim kurumunun ideal nitelikleri genelde o ülkede okul öncesi eğitimin temel amaçları ile çok yakından ilgilidir. Ayrıca çağ nüfusunun genel nüfus içindeki yeri, genel ve yerel bütçeden ne kadar kaynak aktarıldığı, çalışan kadınların sayısı vb. durumlar okul öncesi eğitim kurumlarının niteliklerini ve çalışma şartlarını büyük ölçüde etkiler.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN AMAÇLARI:

Okul öncesi eğitimin evrensel amaçları olarak sayılabilecek görüşler, OMEP�in (Dünya Uluslar arası Okul Öncesi Eğitimi Örgütü) uzun süre başkanlığını yapan, ünlü eğitimci Mialaret tarafından şöyle ifade edilmiştir.

Toplumsal Amaçlar:

  • Çalışan kadınların çocuklarına bakmak

  • Her çocuğa eğitim sağlamak ve onların bireysel gelişmelerine katkıda bulunmak

  • Çocukların birbirleriyle ve başkalarıyla ilişki içinde bulunmasına, sosyalleşmesine çok önemli katkıda bulunmak.

Eğitici Amaçlar:

  • Çocuğun duyu organlarını eğitmek, çevreye olan duyarlılığını arttırmak(renge, sese, estetiğe�)

  • Gelişimsel Amaçlar:

  • Çocuğun doğal gelişimini temel alarak, gelişimle ilgili tecrübelerine önem vermek.

  • Türkiye�de Okul Öncesi Eğitimin Temel Amaçları:

  • Okul öncesi eğitimin amaçları, Milli Eğitim�in genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak şöyle özetlenebilir:

  • Çocukların bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden gelişmelerini, temel alışkanlıklar kazanmalarını sağlamak (gelişimsel amaçlar)

  • Her fırsattan faydalanarak çocukların millî, manevî, ahlakî, kültürel ve insanî değerlere bağlılığının gelişmesine yardımcı olmak (eğitici ve toplumsal amaçlar)

  • Atatürk, millet, vatan ve bayrak sevgisini kazandırmak (toplumsal amaçlar)

  • Çocuğun benlik kavramının gelişmesine, kendini ifade etmesine, bağımsızlığını kazanmasına ve özdenetimini sağlamasına imkân tanımak (gelişimsel ve eğitici amaçlar)

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARININ GEREKÇESİ:

Geçmişten günümüze bakıldığında, okul öncesi eğitim kurumlarını gerekli kılan nedenler ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte, pek çok ortak sebep de dikkati çekmektedir. Bu sebepler şöyle özetlenebilir:

  • Geniş aileden çekirdek aileye dönüşen aile yapısı,

  • Köyden kente gelişle birlikte akraba ve yakınlarının çocuk bakımı ile ilgili desteğinin azalması,

  • Kadınların artan eğitim düzeyi ve bununla birlikte evin dışında çalışma fırsatlarının artması,

  • Kültürel eşitsizliklerin eğitimde fırsat eşitliğini engelleyici yönünün dengelenmesi,

  • Özellikle şehirleşme ile birlikte artan sınırlı mekânlara sahip apartman tipi yaşama geçilmesi, böylece çocukların yaşıtları ile birlikte bulunmalarının ve hareket imkânlarının da büyük ölçüde sınırlanması,

  • Ailelerin, çocuklarının eğitiminde bazı yetersizliklerinin bulunduğunu fark etmeleri,

  • Çocuk psikologlarının araştırmalarından ortaya çıkan sağlık ve büyüme ile ilgili yeni bilgi ve fikirler.

  • Bugün gelişmiş veya gelişmekte olan diye nitelenen tüm ülkelerde okul öncesi eğitim çok kere zorunlu eğitimin dışında tutulmakla birlikte, eğitim sistemlerinin en alt basamağını oluşturacak şekilde sistem içindeki yerini almış bulunmaktadır.,

Hiç yorum yok: