9 Ocak 2008 Çarşamba

BASKICI , OTORİTER, KATI VE SIKI ANNE BABA TUTUMU

BASKICI , OTORİTER, KATI VE SIKI ANNE BABA TUTUMU

Çocuğunu ,kendi ideallerinde yaşattığı kalıplara uygun küçük bir yetişkin yapma çabasıyla ,yola çıkan ana babaların çoğunlukla katı,baskıcı ve hoşgörüsüz bir tutum içinde olduklarını görürüz.Çocuğumuz bizden yaşça bedence ve ruhça küçük olabilir fakat bu çocuğumuzun bizim bir model küçüğümüz olması anlamına gelmez.O henüz bir çocuktur.Evet çocuktur.Yaramazlık ve hatalar yapması kadar doğal olabilecek ne olabilir ki?Çocuğun isteği sadece çocukluğunu yaşayabilmektir.Söyler misiniz.Çocuğunuz çocukluğunu şimdi yaşamayacak da ne zaman yaşayacak? "Yaşamadığım çocukluğumun hesabını kimden soracağım? Kim bilir?" diyor şair.Katı,baskıcı eğitim tarzını benimseyen ailelerdeki bu şansız çocukların hiçbir zaman çocukluğunu yaşama fırsatları olmaz.Evde askeri bir sistem hakimdir.Kalkış saat 07.30,kahvaltı saat 08.00,....en geç yatış saati 21.30 tur.Askerlerin dahi hafta sonu programları farklı olduğu halde, evin düzeni değişmesin diye çocukların bu programın da değişiklik yapılmaz. Katı baskıca eğitim tarzını benimseyen ailelerdeki bu şanssız çocukların hiçbir zaman çocukluklarını yaşama fırsatları olmaz . Onlar her zaman "Çocuk yetişkin" olurlar. Bu tür çocuklara toplumu-muzda" Büyümüşte küçülmüş" denilir.

Anne babanın gözleri sürekli bu çocukların üzerindedir. Davranışlarında oturuşlarında, kalkışlarında, konuşmalarında ,gülmesinde, yemesinde ,içme-sinde kısaca çocuğun yaptığı her türlü harekette bir kusur bir yanlış arayıp dururlar. Sürekli kusur aradıkları içinde çocuk devamlı tetik altındadır. Streslidir."Acaba yine mi hata yaptım?Yoksa yaptığım yanlış mı? Annem babam bunu duyarsa ne der ?"Kaygısını çocuk devamlı yaşar. Devamlı tedirgin olduğu içinde (çocuk bu durumdayken) ,anne baba hata bulmakta hiç de zorlanmazlar. Çocuğa sürekli kızıp , azarlarlar.Onu hor görürler.Çeşitli olumsuz özelliklerle çocuğu nitelendirirler. Hatta daha da ileri giderek "Çocuğumu eğitiyorum, terbiye ediyorum ." Mantığıyla çocuğa bu tür ailelerde şiddet uygulanır. Böylece çocuğu kendi istedikleri kalıba sığdırmak için devamlı zorlayıp dururlar. Yaptırım gücü anne babadadır. Onlar devamlı haklı kısım- dadırlar. Anne baba isteklerinden en ufak bir ödün vermek istemezler. Çocuğu anlama çabasını hiç göstermezler. Belki sonuçta çocuğun aileye gösterdiği direnç kırılır ve ailenin istediği kılıfa , kalıba zorda olsa çocuk girer. Aile istediği gibi uzaktan kumandalı bir çocuğa sahip olur. Ama geriye çocuktan çok fazla bir şey kalmaz. Anne baba başarıya ulaşmıştır. Ama silik kişilikli bir çocukları olmuştur bu arada....

Baskıcı, otoriter, katı, sıkı ailenin verdiği eğitim de ceza her zaman ön plandadır. Ayrıca çocuğun işlediği suçla ceza orantılı değildir. Genelde "Ona iyi bir ders olsun,bir daha ömür boyu bu hatayı yapmasın, diğer çocuklara da örnek olsun." Düşüncesinden yola çıkılarak çocuğa verilen cezalar çok ağır olur. Ailenin verdiği disiplin çocuğu bunaltır,sıkar, hatta hayattan usandırır. Çocuğun en doğal hakları dahi aile üyeleri tarafından çocuğa uslu olmasının bir ödülü olaraktan verilir. Çocuktan yaşının üstünde bir olgunluk beklenir. Ve çocuğa özgürlük kesinlikle verilmez .

BASKICI, OTORİTER, KATI VE SIKI ANNE BABA TUTUMUNUN ÇOCUĞUN KİŞİLİK GELİŞİMİ ÜZERİNDE KALICI ETKİLERİ

Anne babanın çocuğu sürekli eleştiriyor olması çocuğu çekingen yapar . Çocuk attığı her adımda yanlış yapma korkusu içindedir.Duygularına ve isteklerini önem verilmediğini görerek, bunları içinde tutmaya çalışır. Duygu ve düşüncelerini içine atarak onları bastırır. Çocukla anne baba arasındaki iletişim daima yüksek gerilim hattı gibidir. Çocuğun oyundan birkaç dakika geç gelmesi yemeği üzerine damlatması vs. gibi küçük olaylar bile büyük çatışmalara sebep olur.

Çoğu kez çocuk kendisinden bekleneni ailesine veremez. Çocuğun bir yandan içinden gelen doğal çocukluk eğilimleri ve diğer yandan bunlara zıt aile kalıpları varsa çocuk iki eğilim arasında sıkışıp kalmaktadır. Bütün bu yaptırımlar , zorlamalar çocuğu kıskaç gibi sıkar. Kurtulmak için çeşitli çareler aramasına neden olur. Çocuğun her çare arama girişimi çoğu kez ailenin yeni ve daha ağır baskılarıyla cevap bulur. Yeni çareler... yeni cezalar... yeni azarlar... ve giderek daha da şiddetlenerek artmaktadır. Bütün bunların sonunda çocuk kendi iç dengesini yitirir. Ya tümüyle çığırından çıkar ve ele avuca sığmaz yada tamamen renksiz, kişiliksiz , varlığı yokluğu belli olmayan birisi haline gelir. Çekingendir. Başkasının etkisinde kolaylıkla kalabilir. Kim nereye çekerse o tarafa yönelir.Çünkü artık kendisine ait bir şey kalmamıştır. İnsanlar tarafından kolay kandırılır, kullanılır. Aşırı hassas, kırılgan ve hastalıklı bir kişilik yapısı görülebilir. Aşağılık duyguları gelişmiştir. Suçlayan, cezalandıran,sürekli çocuğun her yaptığına karışan anne babanın çocukları kolayca ağlayan çocuklardır.

DENGESİZ,KARARSIZ VE TUTARSIZ ANNE BABA TUTUMU

Çocuk eğitiminde tutarsızlık çok yönlüdür.Çocuğun belli bir davranışı kimi zaman hoş görülmesi kimi zamanda aynı davranış yüzünden ceza alması çocukta cezanın anlamı ve suçun niteliği hakkında kuşkular uyanmasına neden olur.Acaba çocuğun bu davranışı anne babanın belirli bir anında, örneğin işten yorgun argın geldiklerinde,sinirli olduklarında veya evde misafir olduğunda mı yanlıştır? Sakıncalıdır? Yoksa her zaman sakıncalı ve uygun değildir?. Örneğin çocuk evde ıslık çalıyordur.

Hiç yorum yok: